Bismillshirrahmanirrahim.
Yaratan, yaşatan ve sayısız nimetler veren yüce Allah'a hamdolsun. O'nun kutlu elçisi, son nebi, Kuran'ı Azimüş-şan'ın beyan edicisi; açıklamaları ve örnek yaşamı olmadan yüce İslam'ı yaşama imkanı bulamayacağımız, Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (SAV)'ya salat ve selam olsun.
İslam dünyasının yaşadığı büyük imtihanlar gösteriyor ki Osmanlı'nın mevcudiyetine olan ihtiyaç tüm dünyada iyice hissedilir olmuştur. Tarihimizden aldığımız mirasla, bu eksikliği tamamlamak için Türkiye Devleti elinden gelen gayreti sarf etmektedir, elhamdülillah. Millet olarak bizi başarıya ulaştıracak olan, ecdadımızın miras bıraktığı kutlu değerlerdir. Başta Allah sevgisi, Peygamber sevgisi, edep ve haya eksenli insan sevgisi, kutsal değerlerimizle aşk derecesinde olan muabbetimiz, tam manasıyla İslami hayat diyeceğimiz tüm tezahürler, bize ecdadımızdan miras kalmıştır. Suriyeli kardeşlerimiz başta olmak üzere, tüm mazlum milletlere el uzatarak zulme/zalime dur deme azim ve cesaretini bu miras bize vermektedir. Adaleti dünyaya hakim kılan medeniyetin evlatları olarak adalet dünyaya hakim oluncaya kadar mücadelemiz sürecek. Zalimin gücü, teknolojisi, zulmü ne kadar büyük olursa olsun, inancımız ve hak mücadelemiz, Allahü Ekber nidalarıyla devam edecek.
Bizler atalarımızın miras bıraktığı coğrafyalara hizmet etmeye devam edeceğiz. Yıkılan şehirleri onaracak, Ahi Evran'ın ilkeleriyle pazarlar kuracak, kırılmış kalpleri onaracak, gönülleri fethederek yine büyük medeniyetler kuracağız.
Bu söylediklerimiz mazlumun yanında durmadan ne mümkün. Onun için Suriye'de, Filistin'de, Arakan'da, zalimin karşısında mazlumun yanında, sesimizin ulaştığı her yerdeyiz. Maddi ve manevi kazanımlarla sesimizi daha uzak diyarlara ulaştıracağız.
Biz biliyoruz ki zalim zulümde sınır tanımayacak. Bir zamanlar erkek çocuklarını katleden Firavun'un diyarında, bugün erkek ve kız çocuklarını katleden zalimler var. Sokak ortasında, herkesin gözü önünde, kız-erkek çocuklarını katleden siyonist zalimler; Güney Doğu Asya’da diri diri yakılan günahsızlar, Doğu Türkistan ve çevresinde inancından dolayı işkencelere maruz kalan garipler ve daha niceleri. Dünyanın her yerinde yaşanan bu zulüm sınır tanımıyor. Kurbanlık koyun gibi sıramızı bekleyecek değiliz. Zulme karşı sessiz, tepkisiz kalamaz; gözümüzü ve kulağımızı kapatamayız. Onun için dünya beşten büyüktür. Başta içimizdeki ihanet odaklarıyla olan milli mücadelemiz olmak üzere, Kafkasya, Balkanlar, Yemen, Filistin, Suriye cepheleri ve adını bilmediğimiz nice cepheler devam etmektedir. Kimse bizden içimize kapanmamızı beklemesin. Tüm gücümüzle çalışacağız. Gereği yapılacaktır.
Peki şimdi müslüman kardeşim, Osmanlı mirasını devralmış biri olarak sen ne yapmalısın? Atanı reddetmeni isteyen, kutlu değerlerini sana unutturmaya çalışan ve hatta seni değerlerine düşman etmek isteyen, zalimi dize getiren dedelerini aşağılayan, bugün yaşanan tüm zalimliklerin baş mimarlarının sinsi planlarına karşı her zaman uyanık olmalısın. Bizi biz yapan, zalimi tanımamızı sağlayan, mazluma elimizi uzatmamızı öğreten, bütün peygamberlerin yolu ve davası olan bu İslam mirasıdır.Öyleyse, Allahtan başka tapılacak hiçbir varlığı kabul etmeyecek, başta efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav) olmak üzere tüm peygamberlerin, vahiy meleği vasıtasıyla farklı şekillerde aldıkları ilahi hakikatleri beyan edip insanlığa tebliğde bulunduklarına gönülden inanacaksın.
Tüm korkaklıklarıyla Allah'ın yarattığı dünyalık sebepler dairesine sarılan, maddeci, zalim küfür ehlinin alçak emellerine karşı uyanık olabilmen için sabah ezanında da uyanık olman gerekiyor. Günün iş yoğunluğunun zirvede olduğu zamanlarda Rabbinle olan randevularını ihmal etmeyecek, akşam yorgunluğunda yatsı namazını kılmadan uykuyu gözlerine haram kılacaksın. Kazancından biriktirdiğini garibanla usulünce paylaşmayı mal tutkusuyla ihmal etmeyecek, yazın en sıcağında susuzluktan çatlasan da orucunu bozmayacaksın. Ve Rahmanın kullarını davet ettiği, yeryüzünün ilk mabedinde ibadet etme özlemini gönlünden hiç çıkarmayacaksın. Ve bunları sayısız nimetleri sana bahşeden Rabb'ine şükür fırsatı olarak kabul edince artık bu gelip geçici dünya hayatının yorucu koşturmacasında sana gerçek huzuru veren davranışlarının bunlar olduğunu anlaman zor olmayacak.
İşte bütün bunlar atalarımızın bize bıraktığı peygamberler mirası olan İslamdır. Madden ve manen bizi diri tutan, kalbimizi temizleyen, insani hislerimizi besleyen, uğrunda öldüğümüz vatanımızı sevdiren yolun adıdır İslam. Öyleyse artık müslümanca yaşamanın, düşünmenin, taraf belirlemenin zamanıdır. Ben çok iyi kalpliyim ama namaz yok, oruç yok, dünyalık menfaat sevgisini putlaştırmış, tatil bileti var hac yok, hadi oradan! Senin kalbin günah kirinden kaskatı kesilmiş, hissiyatın yok olmuş haberin yok. İslamdan verdiğimiz her taviz kalbimizi kirletiyor. Oysa atamız Osmanlıdan devraldığımız İslam mirasını nesillerimize de layıkıyla devretmemiz gerekiyor. Bunu biz yapmazsak Rabbim yapacak toplumları mutlaka var edecektir, mesele bizim o toplumdan olmamızdır yoksa İslam zaten kıyamete kadar baki, Kur'an da değişmesi mümkün olmayan kitaptır. Bunun için yaşar bunun için ölürüz, gerisi angarya.
Selamün aleyküm.
VEYSEL ŞİMŞEK
veysel.simsek@hotmail.com